MHP’li Karakoç Dora’dan Dışişleri Bütçesi Görüşmelerinde Sert Avrupa Eleştirisi: “Türkiye Çok Katmanlı Küresel Güç Olarak Yükseliyor”

  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç. Dr. Zuhal Karakoç Dora, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik yaklaşımını sert sözlerle eleştirdi. Karakoç Dora, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin çok katmanlı bir güç merkezi olarak öne çıktığını belirterek, AB’nin Türkiye karşısındaki tutumunun “jeopolitik denetim arzusu” taşıdığını söyledi. “Avrupa’nın dili uyum değil, vesayet arayışının güncellenmiş hâli” Avrupa Komisyonu’nun 2025 Türkiye Raporu’nun, Türkiye’nin diplomatik gücünün kabulü niteliğinde olduğunu belirten Karakoç Dora, raporda Türkiye’nin “kilit ortak” olarak tanımlanmasına karşın yargı ve özgürlükler üzerinden “klişe eleştirilerin” sürdüğünü ifade etti. Karakoç Dora, “Türkiye ne zaman gür sesle konuşsa Avrupa’nın eleştirileri artıyor. Çünkü Türkiye; Avrupa’nın güvenliği, enerji arzı ve göç yönetimini ayakta tutan düğümdür. Bu düğüm çözülmeden Avrupa ayakta kalamaz” dedi. “Demokrasi değil jeopolitik denetim arzusu” AB’nin Türkiye’ye yönelik eleştirilerinin teknik bir değerlendirme değil, Batı’nın normatif üstünlük iddiası altında yürüttüğü jeopolitik baskı çabası olduğunu vurgulayan Karakoç Dora, Avrupa’da artan aşırı sağa ve ifade özgürlüğü adı altında İslam karşıtı eylemlere dikkat çekti. “Kur’an yakmayı, başörtüsüne tahammülsüzlüğü, cami kapılarına kilit vurmayı ifade özgürlüğü sayan bir yapı Türkiye’ye nasıl demokrasi dersi verebilir?” diye soran Karakoç Dora, bunun demokrasi dersi değil, jeopolitik yönlendirme çabası olduğunu söyledi. “Türkiye’nin çok katmanlı dış politikası AB’nin korkusu” Karakoç Dora, raporda geçen “Türkiye giderek artan etkinlikte ve çok katmanlı bir dış politika yürütüyor” ifadesini ise AB’nin diplomatik diliyle ifade edilen “jeopolitik korkusu” olarak niteledi. Türkiye’nin aynı anda AB, Rusya, Çin, Körfez, Orta Asya ve Afrika ile eş zamanlı diplomasi yürütebilen kapasitesine vurgu yaptı. Balkan ülkeleriyle kıyaslamaya tepki: “Bu yaklaşım ciddiyet sorunudur” Karadağ ve Arnavutluk gibi ülkelerin övülmesine karşın Türkiye’nin üyelik sürecinin “durağan” ilan edilmesini siyasi bir tercih olarak gördüklerini söyleyen Karakoç Dora, “Bu ülkeler hangi askeri veya ekonomik kapasiteyle Türkiye ile kıyaslanıyor?” diyerek AB’nin genişleme stratejisinde liyakatten uzaklaştığını dile getirdi. “Kıbrıs Türk’tür; bu tartışma kapanmıştır” Kıbrıs meselesinde AB’nin söz söyleme hakkı olmadığını söyleyen Karakoç Dora, Rum Yönetimi’nin haksız şekilde üyeliğe kabul edilmesinin adadaki dengeyi bozan temel hata olduğunu belirtti. “Egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm tarihi bir zorunluluktur. Türkiye garantörlükten geri adım atmaz” dedi. Göç ve AB’nin sorumlulukları: “9 yıldır vize serbestisini uygulamadılar” Karakoç Dora, Türkiye’nin 2.7 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaparak Avrupa’nın yükünü hafiflettiğini, ancak AB’nin göç meselesinde sorumluluk paylaşımından kaçındığını ifade etti. “18 Mart Mutabakatı’nın imzalanmasından bu yana Türkiye tüm yükümlülüklerini yerine getirdi, AB ise tek taahhüdü olan vize serbestisini 9 yıldır uygulamadı” sözleriyle eleştirilerini sürdürdü. “Türkiye kendi iradesine yaslanır” Konuşmasının sonunda Türkiye’nin egemenlik merkezli diplomatik angajmanını artırması gerektiğini belirten Karakoç Dora, KKTC’nin uluslararası görünürlüğünün yükseltilmesi ve federatif çözüm önerilerinin gündeme alınmaması gerektiğini vurguladı. Türk dış politikasının kurumsal kapasitesini büyütecek olan bütçenin hayırlı olmasını dileyen Karakoç Dora, “Türkiye, Avrupa’nın çizdiği sınırlara değil; kendi iradesine yaslanır” diyerek sözlerini tamamladı.